Virüsler, kısa bir tanımla gözle görülemeyecek küçüklükte olan mikroplardır. Bir protein kaplamasının içindeki genetik materyalden oluşurlar. Virüsler, günlük yaşamlarımızdan hepimizin bildiği soğuk algınlığı, grip ya da siğiller gibi tanıdık hastalıklara neden olurlar. Ancak HIV/AIDS ya da Ebola gibi ciddi hastalıklarda bir virüs kaynaklıdır. Virüslere korsanlar diyebiliriz. Canlı ve sağlıklı hücreleri istila ederek, çoğalmak ve kendilerini kopyalamak için kullanırlar. Bu durumda sağlıklı hücre ölebilir, değişebilir ya da zarar görebilir. Hepsi olmamakla birlikte bazı virüsler, solunum sistemine, kara ciğere ya da direkt kanda bulunan hücrelere saldırabilir. Elbette her virüs hastalığa sebep olmaz, bazen onunla savaşabilir ve kazanabilirsiniz. Viral enfeksiyonlarda, tedavi yöntemleri yalnızca bağışıklık sisteminin virüsle savaşmasını beklerken, gözlemlenen semptomların yok olmasına da destek sağlar. Antibiyotikler, ne yazık ki viral enfeksiyonlarda başarı elde edemez. Bu durumlarda antiviral ilaçlar tercih edilir. Aşılar virüslerle savaşmada bağışıklık sisteminiz için büyük destekçidir.
Hayvanlarda Viral Virüsler nasıl İşler?
Bir hayvan virüsle enfekte olduğunda, virüs genetik yapısını hayvanın sağlık hücrelerine enjekte eder. Bu sağlıklı hücreler sayesinde, kendisini kopyalar ve çoğalır. Ve sonuç olarak diğer hayvanlara bulaşır ve nadir de olsa bazı virüsler, bizlere de bulaşır.
Virüsler yıllardır hastalıklara neden olan ajanlar olarak kabul edilse de, hayvanın bedenine sirayet eden ancak uykuda bekleyen virüsler de vardır. Stres ya da yorgunluk gibi durumlarda aktif hale gelir. Stres durumuna örnek, ısı ya da soğuk stresi, açık stresi gibi durumlar örnek gösterilebilir. Bu durumlarda uykuda bekleyen virüs aktif olarak, klinik hastalık üretmeye başlayacaktır.
Virüsler ölüm gibi ciddi sonuçlara yol açabilirken, çoğu viral enfeksiyon normal semptomlarla atlatılır. Ve hayvanlarda da insanlarda olduğu gibi aynıdır.
Hayvanlarda Korona Virüs
Tüm türlerin korona virüsle bağı vardır. Korona virüsler hayvanlarda oldukça yaygındır. Örnek vermek gerekirse, sığırlarda solunum yolu enfeksiyonuna sebep olan bir koronavirüs vardır. Kanatlı hayvanlarda bulaşıcı bronşit virüsü de bir korona virüs olarak değerlendirilir. Domuzlarda ishal olarak gözlemlenen hastalık da genç domuzları etkileyen bir koronavirüs örneğidir. Ancak bu örneklerde sayılan ve hayvanlarda gözlemlenen korona virüs ile insanları etkileyen korona virüs aynı değildir. İnsanları enfekte etmeleri veya hastalığa neden olmaları ya da insanlardan gelenlerin çiftlik hayvanlarını enfekte etmesi pek olası değildir.
Hayvanlarda Viral Enfeksiyon Durumlarında Karşılaşılabilecek Zorluklar
Yaşanabilecek en büyük zorluk, virüslerin ultramikroskobik olmalarıdır. Yani bu durumda boyutları 300 nanometrenin altında olduğu anlamına gelir. Bu kadar küçük olmalarının getirdiği zorluklar; kolayca yayılabilecekleri anlamını taşıması demek oluyor. Havada yüzebilirler, eşyalara, nesnelere ve cildimize kolayca nüfuz edebilirler. Küçük bir örnekle, toplu halde yaşayan hayvan sürülerinde ortaya çıkan viral enfeksiyon, hava yolu ile tüm hayvanların bağışıklık sistemini istila edebilir.
Bir viral virüs havada kendi başına yolculuk edebilirken, bazıları bir ev sahibinin bedeninde yolculuk sessizce yolculuk edip, diğer canlıya bulaşabilir. Sivrisinekler ve kuşlar virüsler için güzel taşıyıcı örnekleridir. Virüsleri taşıyıp, onların gerekli bakımlarını yapabilir ve yayabilirler. Diğer bir örnekle yarasalar, kuduz, grip ya da korona virüs gibi viral virüsleri kendileri hiç bir klinik semptom göstermeden taşıyıp, yayabilirler.
Virüsler, mutasyona uğrayabilen yetenekli varlıklardır ve bu durum hayvan üretici veya besicilerinin en çok zorlandıkları konuların başında gelir. Örnek vermek gerekirse, hayvan belli bir virüse karşı bağışıklık kazandıkça, virüs mutasyona uğrar ve değişir. Bu durum, virüsün daha bulaşıcı veya daha az bulaşıcı, daha öldürücü veya daha az öldürücü hale gelebileceği veya bazı durumlarda insanlar da dahil olmak üzere diğer türleri enfekte etmeye başlayabileceği anlamına gelir. Örnek olarak, Kuş ve domuz gribi vakalarını gösterebiliriz.
Bir virüs yeni bir türe adapte olmaya çalışırken, oldukça tehlikeli olabilir. Yayılma hızı ve sayısı arttıkça uyum derecesi de artar. Ancak elbette ev sahibi ile dostane ilişki kurması için zamana ihtyacı vardır. Bu yüzden tarihte ve günümüzde büyük salgınlar gördük ve yaşıyoruz.
Kedi ve Köpekleri Viral enfeksiyonlardan koruma yöntemleri
Evde beslediğimiz hayvanlarımızın iyi bir bağışıklık sistemine sahip olduklarından ve aşılanmalarının düzenli ve veteriner hekim kontrolünde uygun takvimle yapıldığından emin olmamız gerekir. Yeterli derecede sağlıklı beslenerek (protein vb. ), vücut kondisyonlarının iyi olduklarından emin olmalıyız. Mineral ve vitaminlerini yeteri derecede alıyor olmaları da önemli bir konudur. En önemlisi ve son olarak, virüslerin bağırsak sistemlerine ulaşmalarını engellemek için, temiz suya erişimleri her zaman olmalıdır.