Bir veteriner kliniği ziyaretinde “Lösemi” ya da “Kedi AIDS’i” gibi kelimeleri duymak, her kedi sahibinin kalbine bir korku düşürür. Bu teşhisler, beraberinde bir dizi soru, endişe ve ne yazık ki birçok yanlış bilgiyi de getirir. Eğer siz de bu kelimelerle yeni tanıştıysanız veya kedinizin risk altında olabileceğinden endişeleniyorsanız, derin bir nefes alın. Doğru yerdesiniz.

Bu rehberin amacı, Kedi Lösemi Virüsü (FeLV) ve Kedi İmmün Yetmezlik Virüsü’nü (FIV) çevreleyen korku duvarını yıkmaktır. Bu iki hastalığın ne olduğunu, aralarındaki kritik farkları, nasıl bulaştıklarını ve en önemlisi onlardan nasıl korunacağımızı veya onlarla nasıl yaşayacağımızı net ve bilimsel verilerle anlatacağız. Unutmayın, bilgi en güçlü silahtır. Bu hastalıklar hakkındaki en önemli gerçek şudur: Ne FeLV ne de FIV insanlara bulaşmaz. Ve yine en önemli gerçek: Bu teşhisler, sevgi dolu bir bakım ve doğru veteriner takibi ile kedinizin uzun ve mutlu bir hayat süremeyeceği anlamına gelmez.
Retrovirüs Nedir? FeLV ve FIV’i Anlamak
FeLV ve FIV’in her ikisi de “retrovirüs” adı verilen özel bir virüs ailesine aittir. Onları diğer virüslerden ayıran en temel özellikleri, çalışma prensipleridir. Bir retrovirüs, konakçısının (bu durumda kedinin) hücrelerine girdiğinde, kendi genetik materyalini (RNA) o hücrenin DNA’sına kopyalar ve entegre eder.
Bunu, bir bilgisayar sistemine sızıp kendi kodunu ana yazılıma ekleyen bir bilgisayar virüsü gibi düşünebilirsiniz. Bu entegrasyon nedeniyle, vücudun virüsü tamamen “temizlemesi” neredeyse imkansız hale gelir. İşte bu yüzden bu hastalıklar kronikleşir ve tedavi yerine “yönetim” odaklı bir yaklaşım gerektirir.
Kedi Lösemisi (FeLV)
FeLV, adındaki “lösemi” kelimesi nedeniyle genellikle doğrudan kan kanseri olarak düşünülse de, aslında çok daha fazlasıdır. Bu virüs, bağışıklık sistemini ciddi şekilde baskılar ve kediyi her türlü enfeksiyona ve belirli kanser türlerine (Lösemi ve Lenfoma gibi) karşı son derece savunmasız bırakır.
FeLV Nasıl Bulaşır?
FeLV, “dostluk” veya “sosyal” bir hastalık olarak bilinir çünkü bulaşması için enfekte bir kediyle yakın ve sürekli temas gerekir. Virüs en yoğun olarak salyada bulunur, ancak aynı zamanda burun akıntısı, idrar, dışkı ve sütte de mevcuttur. Bulaşma yolları şunlardır:
- Birbirini yalama (grooming)
- Aynı mama ve su kabını paylaşma
- Aynı tuvalet kabını kullanma
- Isırma (daha nadir)
- Anne kediden yavrularına (doğum sırasında veya sütle)
Virüs dış ortamda çok dayanıksızdır, saniyeler veya dakikalar içinde ölür. Bu nedenle dolaylı bulaşma (kıyafet, el vb. ile) ihtimali çok düşüktür.
FeLV’nin Seyri ve Belirtileri
Bir kedi FeLV’ye maruz kaldığında, üç olası senaryo gerçekleşir:
- Abortif Enfeksiyon: Kedinin bağışıklık sistemi virüsü tamamen yener ve vücuttan atar. (En iyi ama en nadir senaryo)
- Regresif Enfeksiyon: Bağışıklık sistemi virüsü baskılar ama tamamen yok edemez. Virüs, kedinin kemik iliği gibi dokularında uyku moduna geçer. Bu kediler genellikle bulaştırıcı değildir ve sağlıklı görünürler, ancak ileride stres veya başka bir hastalıkla virüs yeniden aktifleşebilir.
- Progresif Enfeksiyon: Bağışıklık sistemi virüsü kontrol altına alamaz. Virüs vücutta aktif olarak çoğalır, kedi bulaştırıcı hale gelir ve hastalık belirtileri ortaya çıkmaya başlar.
Progresif enfeksiyonu olan bir kedide görülebilecek belirtiler genellikle spesifik değildir ve yavaş yavaş gelişir:
- Soluk diş etleri ve mukozalar (Anemi – kansızlık belirtisi)
- İlerleyici kilo kaybı ve iştahsızlık
- Sürekli halsizlik, uyuşukluk
- Kötü tüy kalitesi
- Ateş
- Tekrarlayan deri, mesane veya üst solunum yolu enfeksiyonları
- Lenf düğümlerinde şişlik
- İshal
Kedi İmmün Yetmezlik Virüsü (FIV): “Savaşçı” Hastalığı 🥊
Genellikle “Kedi AIDS’i” olarak adlandırılsa da, FIV, insanlardaki HIV (AIDS’e neden olan virüs) ile aynı virüs değildir, sadece aynı retrovirüs ailesindendir. Benzer şekilde, bağışıklık sistemini hedef alarak çalışır. FIV, T-yardımcı hücreleri adı verilen bağışıklık sistemi hücrelerini yavaş yavaş yok eder ve vücudu enfeksiyonlara karşı savunmasız bırakır.
FIV Nasıl Bulaşır?
FeLV’nin aksine, FIV “sosyal olmayan” bir hastalıktır. Ana bulaşma yolu, enfekte bir kedinin derin ve delip geçen ısırık yaralarıdır. Virüs salyada bulunur ve bir kavga sırasında doğrudan kan dolaşımına girmesi gerekir. Bu nedenle, kısırlaştırılmamış, serbest dolaşan ve bölgesel kavgalara giren erkek kediler en büyük risk grubundadır.
Aynı kaptan yiyip içmek, birbirini yalamak veya aynı tuvaleti kullanmak gibi dostane temaslarla FIV’in bulaşma riski son derece düşüktür.
FIV’in Aşamaları ve Belirtileri
FIV, genellikle çok yavaş ilerleyen bir hastalıktır ve kediler yıllarca hiçbir belirti göstermeden yaşayabilirler.
- Akut Aşama: Enfeksiyondan 1-3 ay sonra başlar. Ateş, lenf bezlerinde şişlik gibi hafif, grip benzeri belirtiler görülür. Bu evre genellikle sahipleri tarafından fark edilmez.
- Asemptomatik (Latent) Aşama: Bu, yıllarca sürebilen “uyku” dönemidir. Kedi tamamen sağlıklı görünür ancak virüsü taşır ve bulaştırabilir.
- Progresif Aşama (Kedi AIDS’i): Bağışıklık sistemi artık ciddi şekilde zayıflamıştır. Bu son aşamada, normalde zararsız olan bakteri, mantar ve parazitler ciddi enfeksiyonlara neden olmaya başlar.
Bu son aşamadaki belirtiler şunlardır:
- Ağız ve diş eti iltihabı (Kronik Gingivitis/Stomatitis): En yaygın ve belirgin bulgudur. Ağızda kızarıklık, ağrı ve kötü koku.
- Sürekli tekrarlayan ve iyileşmeyen enfeksiyonlar (deri, göz, kulak, mesane)
- Kronik ishal
- Açıklanamayan ateş ve kilo kaybı
- Nörolojik belirtiler (davranış değişiklikleri, nöbetler)
FeLV ve FIV Arasındaki Kritik Farklar Tablosu
Bu iki hastalığı ayırt etmek, doğru yönetim ve koruma için hayati önem taşır.
Özellik | Kedi Lösemisi (FeLV) | Kedi İmmün Yetmezlik Virüsü (FIV) |
Ana Bulaşma Yolu | Dostane Temas: Salya, ortak kap kullanımı, karşılıklı yalanma | Kavga: Derin ve delici ısırık yaraları |
Hastalık Seyri | Genellikle daha hızlı ilerler, prognoz daha kötüdür | Çok yavaş ilerler, kediler yıllarca normal yaşayabilir |
Ana Etkisi | Bağışıklık baskılanması ve kanser (Lenfoma/Lösemi) | Sadece bağışıklık baskılanması (Fırsatçı enfeksiyonlar) |
Aşı Durumu | Var ve riskli kediler için önerilir. | Etkili bir aşısı yoktur, önerilmez. |
Pozitif Kedi Yönetimi | Diğer kedilerden ayrılması şiddetle tavsiye edilir. | Dostane ilişkileri varsa diğer kedilerle yaşayabilir. |
Test Etmek: Ne Zaman ve Nasıl? 🩸
Herhangi bir belirti olmasa bile kedinizin FeLV/FIV durumunu bilmek, onun ve çevresindeki diğer kedilerin sağlığı için atılacak en önemli adımdır.
Kimler Test Edilmeli?
- Evinize yeni gelen HER kedi ve kedi yavrusu (eve almadan veya diğer kedilerle tanıştırmadan önce).
- Hasta olan veya kronik hastalık belirtileri gösteren tüm kediler.
- Geçmişi bilinmeyen veya dışarıda başka bir kediyle kavga etmiş kediler.
- FeLV aşısı yapılacak olan tüm kediler (aşı öncesi test zorunludur).
Test Sürecini Anlamak
En yaygın test, veteriner kliniklerinde bulunan ve birkaç damla kanla 10 dakikada sonuç veren SNAP veya ELISA testleridir. Bu testler aynı anda iki virüsü de tarar ancak farklı şeyleri ararlar:
- FeLV için: Virüsün kendisini (antijenini) arar. Pozitif sonuç genellikle kesindir.
- FIV için: Virüse karşı vücudun ürettiği antikorları arar.
ÖNEMLİ: 6 aylıktan küçük yavrularda FIV testi, anneden geçen antikorlar nedeniyle “yalancı pozitif” sonuç verebilir. Bu nedenle, pozitif çıkan bir yavrunun 6 aylık olduktan sonra tekrar test edilmesi gerekir. Şüpheli durumlarda, hekiminiz PCR veya Western Blot gibi doğrulama testleri isteyebilir.
Korunma Yolları: FeLV Aşısı🛡️
- FeLV Aşısı: Bu aşı, dışarı çıkan veya diğer kedilerle temas riski olan kediler için şiddetle tavsiye edilen “çekirdek olmayan” bir aşıdır. %100 koruma sağlamasa da, hastalığa yakalanma riskini önemli ölçüde azaltır. Aşılamadan önce kedinin mutlaka FeLV negatif olduğundan emin olmak için test yapılmalıdır.FeLV aşısının yanı sıra, kedinizin sağlığı için zorunlu olan diğer koruyucu aşıları ve genel takvimi öğrenmek için ana Kedi Aşıları rehberimizi inceleyebilirsiniz.
- Kısırlaştırma: Kısırlaştırma, özellikle erkek kedilerde kavga ve gezinme içgüdüsünü azaltarak FIV bulaşma riskini dramatik şekilde düşürür.
- Kediyi İçeride Tutmak: Kedinizi evde tutmak, onu hem FeLV hem de FIV taşıyan kedilerle temastan korumanın en kesin ve en etkili yoludur.
Pozitif Teşhisi Almış Bir Kediyle Yaşamak ❤️
Pozitif bir test sonucu dünyanın sonu değildir. Bu, sadece kedinize daha özenli bir bakım sağlamanız gerektiği anlamına gelir.
- Onları Kesinlikle İçeride Tutun: Bu, hem onları dışarıdaki enfeksiyonlardan korur hem de diğer kedilere hastalığı bulaştırmalarını engeller.
- Stresi Azaltın: Stres, bağışıklık sistemini zayıflatır. Sakin, rutinleri olan, bol oyuncaklı ve sevgi dolu bir ortam sağlayın.
- Yüksek Kaliteli Beslenme: Bağışıklık sistemini desteklemek için kaliteli ve dengeli bir diyet çok önemlidir. Çiğ et bazlı diyetlerden kaçının.
- Sıkı Veteriner Takibi: Belirti göstermeseler bile, pozitif kediler her 6 ayda bir tam bir sağlık kontrolü ve kan tahlili için veteriner hekime götürülmelidir. Erken teşhis, her sorunu daha kolay yönetilir kılar.
- Diğer Kedilerle İlişkiler:
- FIV pozitif bir kedi, kavga etmediği sürece FIV negatif kedilerle aynı evde güvenle yaşayabilir. Risk son derece düşüktür.
- FeLV pozitif bir kedi, yakın temasla bulaşma riski nedeniyle ideal olarak tek kedi olmalı veya sadece diğer FeLV pozitif kedilerle yaşamalıdır.
Sonuç olarak, FeLV ve FIV yönetilebilir kronik durumlardır. Bu kediler, sevgi, özen ve proaktif veteriner bakımı ile yıllarca kaliteli ve mutlu bir hayat sürebilirler. Onları test ettirerek, koruyarak ve ihtiyaç duyduklarında onlara şefkatli bir yuva sunarak en büyük farkı siz yaratabilirsiniz.
Bu içerik yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve veteriner hekim tavsiyesi yerine geçmez. Teşhis ve tedavide kullanılamaz. Evcil hayvanınızın sağlığıyla ilgili endişeleriniz devam ediyorsa bizi aramaktan çekinmeyin.
Dr. Pati Veteriner Kliniği
İletişim: 0533 498 96 62